AÇLIK ÇOĞUNLUKTADIR – TURGUT UYAR


Gülü çiğdemi filan bırak Sardunyayı karidesi filan bırak Acıyı ve ölümleri bırak Oy pusulalarını ve seçimleri bırak Evet Seçimleri özellikle bırak Çünkü açlık çoğunluktadır Her kişinin ukala ömrü Yeter sanılır çiçeklenmeye Ve dünyanın karanlığından Bir aşk bahanesiyle kurtulmaya Kaçıp giden baharların anısı Elden ele devredilen bir gençlik duygusu Laleler sümbüller bütün öbür boklar püşürler Hakkım…

BUZ GİBİ – EDİP CANSEVER


Aşk iyidir bak  Duyumunu artırır insanın  Hele don gömlek sabahları  Traş olacağını duyarsın  Yeni gömleğini giyeceğin gelir  Bir yeni biçim eklersin insan olacağa  Masaya, merdivene, aynalı dolaba  Derken ardından şıpın işi bir kahvaltı  Amanın dersin bu ne delice gidiş  Paldır küldür açar mıydı fıstık ağacı  İspinoz düşünür müydü? Deli olan kaşınır mıydı? Kolların upuzun Walt…

Murat Belge’nin Turgut Uyar anısı.


“Murat Belge, Tûba Çandar‘la uzun bir şöyleşide bir anısını aktarır: “Turgut da ilginçtir bak! Şimdi Mehmet Sönmez benim İşçi Partisi’nden arkadaşımdı ve 12 Mart’tan sonra THKP-C‘de doğrudan ilişki içinde olduğum kişi oydu. Mehmet’le konuşuyorduk; örgüttü, hücreydi, yeraltı direnişiydi falan… ‘Bunun mesela bir şiiri olsa, elden ele dolaştırsak’ dedik. Ben Turgut’la randevulaştım ve ona bunu söyleyecek…

AÇIK ATLAS – ECE AYHAN


hayattan ders veriyor diye öğretmenleri kızdıran tuzu bir bulmuş çocukları saklamadan güldüren dünyaya su kaçırmaz bir eşeğin sesine açıktır penceresi bir sınıfın, batı son dersinde, kuşluk vakti meşeler yapraklanınca bir tuhaf olurlar işte koparılmış kürt çiçekleri, hatırlayarak amcalarını azınlıkta oldukları bir okulda bile, sorarlar soru neden feriklerin ve eşeklerin memeleri vardır? en arka sırada çift…

YENİLGİ GÜNLÜĞÜ – TURGUT UYAR


pazartesi “benim adimi bagisla . . . . . . . . . “sabah uyandirildiginda pazartesiydi bunu iyice bildi, agzi çirisli yersiz, ürkek, yeni yaratilmis gibi coskun bir göke uyumsuz ama kararli durmaya, direnmeye ask olmaya sanki elleri ve beyni hemen çaliskan kesildi sonra birden bir isik bir isik bir isik hazir bir biçimlenmeyi aldi…

ŞAHDAMAR – SEZAİ KARAKOÇ


  Siz hürsünüz; siz şartsız ve kayıtsızsınız Bir balığın, bir siyah, bir kara balığın İncecik kılçığı üzerine yemin edersiniz; (K) harfi üzerine yemin edersiniz. Rakı içen kadınların, çiçek yiyen kızların İyilikleri, günahları ve çeyizleri üzerine yemin edersiniz. İstakozların, kırmızı ve mavi istakozların Bir mavzerlik peygamberlikleri üzerine, Küçük ve büyük, acılı ve acısız Yeminler yeminler yeminler…

ORHAN VELİ’NİN YANLIŞI – CEMAL SÜREYA


Orhan Veli’nin kavgası edebiyatımızın en büyük kavgasıdır, buna inanıyorum. Bu kavganın yurdumuzdaki bütün şiir köklerini büyük büyük ırgalayan bir işlevi oldu. Irmağın yatağını daha doğal bir vadiye indirdi. Şiire kasket giydirdi, sivilleştirdi onu. Bugünkü şiir verimleri onun da verimleridir biraz. Ama şiiri? Ben öteden beri ne zaman Orhan Veli’nin şiirine yaklaşmak, ısınmak istediysem, başaramadım. Hep…

GÖZLERİ – EDİP CANSEVER


Sanki hiçbir şey uyaramaz İçimizdeki sessizliği Ne söz, ne kelime, ne hiçbir şey Gözleri getirin gözleri. Başka değil, anlaşıyoruz böylece Yaprağın daha bir yaprağa değdiği O kadar yakın, o kadar uysal Elleri getirin elleri Diyorum, bir şeye karşı komaktır günümüzde aşk Birleşip salıverelim iki tek gölgeyi.

YAZ MUTLULUĞU – EDİP CANSEVER


  Sen bir karanfilsin, delisin İçlisin de, bükersin hemen boynunu Mendilimin içindeki kirazdır Mendilimin içi kiraz Bilmem ki, ne desem, yaz mutluluğu. Nasılız ay ışığındaki dostum Bütün bir gecenin uykusuzluğu Bak şimdi her şey bir dengeye uydu Bir domates, birkaç domates hemen hemen tartıldı Bir sancı gibi yerleşti şuramıza özgürlük Kirazlar kirazlar Gözyaşları günbatımının Karanfil…

GÜL KOKUYORSUN – EDİP CANSEVER


gül kokuyorsun bir de amansız, acımasız kokuyorsun gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun dayanılmaz birşey oluyorsun, biliyorsun hırçın hırçın, pembe pembe öfkeli öfkeli gül gül kokuyorsun nefes nefese. gül kokuyorsun, amansız kokuyorsun ve acı ve yiğit ve nasıl gerekiyorsa öyle sen koktukça düşümde görüyorum onu düşümde, yani her yerde yüzü sararmış, titriyor dudakları şakakları ter…